bugün
yenile
    1. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kur'an-ı kerim'in 49. suresi olup 18 ayettir. medine'de indirilmiştir. 26. cüzün 14. sayfasında başlayıp 16. sayfasında biter. hucurat hücreler, odacıklar anlamına gelir.
    2. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      lan oğlum... bir şeyler dicem. gece gece beni yine bir takım şeylere hayıflanıp sinirlenmeme vesile olan bir suredir. müthiştir. bir takım şahısların allah'ın elçisini ne şekilde zora soktuğuna dair beni sinirlendiren bir suredir. surenin anlamı odalar demektir. odaların arkasından peygambere bağıran sesini yükselten kişilere bir uyarı getirilen ayeti vardır. bu tip ayetlerin kuranın evrenselliğine zarar verdiğini öne sürenler ve kuranı tarihsel metin olmasına delil sayan insanlar olabiliyor. ya da böylesine ufak tefek meseleler hakkında kuranda ayetlerin olmasını "uydurulmuş kitap" savına delil sayanlar olabiliyor. gülüp geçiyorum. bu tip sure ve ayetler aksine kuranı tarihsellikten ya da tarihi verilere muhtaçlıktan kurtaran ayetler. peygamberin dini tebliğ ederken içerisinde bulunduğu ortamı, şartlarını, etrafındaki insanların karakterlerini, kişiliklerini, eğilimlerini özetle olması gereken siyer bilgilerini birinci ağızdan bize gösteren böylelikle tarihi bir dönemin kilit noktalarını güne taşımamızı sağlayan detaylar. bu tip verilerin olması demek aradaki yüzyıllar süren zaman farkını kapatıp bizi o güne taşıyan, metni bu güne taşıyabilen detaylar. sıklıkla kullanıyorum ve ciddi kafalar açıyor. mesela bu surede eğer düşüne düşüne, o güne taşınarak, anlamlandırarak okursanız müthiş kafa açacak olan şöyle bir pasaj vardır: 6 - ey iman edenler! "eğer fasıkın biri size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın." yoksa bilmeden bir topluluğa sataşırsınız da sonra yaptığınızdan pişman olursunuz. 7 - hem bilin ki, içinizde allah'ın elçisi vardır. "şayet o, birçok işlerde size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz." fakat allah size imanı sevdirmiş ve onu kalplerinize zinet yapmıştır. küfrü, fasıklığı ve isyanı da size çirkin göstermiştir. i̇şte doğru yolda olanlar bunlardır. 8 - bu, allah'tan bir lütuf ve nimettir. allah her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir. *** aynı surede alay etmek, lakap takmak, gıybet etmek ciddi şekilde eleştirilip yasaklanır. onun dışında ırkların ve cinsiyetlerin farklılığının allah katında önemi olmadığı insanlar arasında bu şekilde bir sınıfsallığın olmadığını ve üstünlüğün takva ile olacağı anlatılır. allah'ın lütfu o gün insanının eğilimlerini dahi bize göstermesidir. sağlıklı düşünmek için güvenilir kaynaklardan sağlıklı bilgiler aktarabilmesidir. lütfen aşağıdaki pasaja dikkat! çünkü bu entryi yazma sebebim o ayetlerdir. *** 14 - bedevîler "inandık" dediler. de ki: siz iman etmediniz ama "i̇slâm olduk.(müslüman olduk)" deyin. henüz iman kalplerinize yerleşmedi. eğer allah'a ve resulüne itaat ederseniz, allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. çünkü allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir. 15 - gerçek müminler ancak allah'a ve resulüne iman eden, ondan sonra asla şüpheye düşmeyen, allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla savaşanlardır. i̇şte doğrular ancak onlardır. 16 - de ki: siz dininizi allah'a mı öğretiyorsunuz? oysa allah göklerde olanları da bilir, yerde olanları da. allah herşeyi hakkıyla bilendir. 17 - onlar i̇slâm'a girdikleri için sana minnet ediyorlar. de ki: müslümanlığınızı benim başıma kakmayın. bilakis sizi imana erdirdiği için allah sizin başınıza kakar. eğer doğrulardan iseniz (allah'a minnettar olmanız gerekir.) *** evet sinirlendim. münafıklık yapmayan ama yine de kalbi olarak halis şekilde müslüman olmayan insanlar var peygamberin çevresinde. allah onları imanları kalplerine tam olarak işlemedi diye tamamen günahkar ilan etmiyor. tam olarak bir münafıklık değil çünkü burada anlatılan. ancak her şeye rağmen tam olarak iman etmemiş insanlar var peygamberin çevresinde. dil ile, eylem ile kabul edilmiş ancak samimiyete erdirelememiş bir müslümanlıktan bahsediliyor. müslüman oldukları için, resule inandıkları için ona büyüklenen, sanki resule bir lütufta bulunuyormuşçasına başına kakan insanlar var peygamberin çevresinde. mesela sonra şöyleleri de var peygamberin çevresinde: çevrenizdeki bedevî araplardan münafıklar var. medine halkından da münafıklığa iyice alışmış olanlar var. "sen bilmezsin onları." ama biz biliriz onları. i̇ki kez azap edeceğiz onlara, sonra da çok büyük bir azaba itilecekler. (tevbe/101) düşün! peygamber allah'ın elçisi. düşün! karşında allah ile iletişime geçmeye layık görülmüş övülmüş bir peygamber var. bu durumda ona sesini yükselkten, zırt pırt evinde rahatsız eden, yeri gelince onu zora sokan, müslüman olmalarını onun başına kakan müslümanlar var. peygamberin dahi bilemediği alenen "ajan" münafıklar var. ve bunları peygamber de biliyor. kuranda bunlar anlatılıyor. sonra birileri çıkıp bunların hepsine "sahabe" diyor. bu dini bize bunlar getirdi diyor. sonra peygambere isnat ile şu hadis yazılıyor: “ashâbım yıldızlar gibidir. hangisine tâbi olsanız hidayete erersiniz.” (hadis mevzu hadistir ama konumuzun bununla alakası yok. bir şey değişmez.) evet sinirleniyorum.